skip to main |
skip to sidebar
12 Aralık 2009 Cumartesi
DRAMA GİBİYİZ
Son zamanların meşhurlarından ‘Hepimiz Kürdüz’ sözü. Nedense genelde etnik kökenli bir gruba destek olduğumuzu göstermek amacıyla hemen o grube bürünüyoruz, tabii sadece lafta.Şimdilerde çözüm arıyor herkes barış için. Deli divane olmuş, el birliğiyle çırpınıyorlar. Ama komik olan şu ki, ne çözüm sunan asıl sorunu görmek istiyor, ne çözüm isteyen açık yüreklilikle ‘Kardeşim bak, bizim istihdama, kalkınmaya, insan gibi yaşamaya ihtiyacımız var. Hepimiz sadece bir Türkiyede yaşarken, Batıdaki kalkıp ‘Orada okuma-çalışma’ deyip, insan dışı muamelelere tabi tutuyorsa beni, sen daha neye çözüm arıyorsun? Sorunumuz bundan ibaret işte.’ diyebiliyor.‘Girmişiz bir çıkmaza işte, çıkabilene helal olsun’ derken tam, gazetelerden birinde bir haber çarpıyor gözüme. Beni gerçekten mutlu eden ‘Hah! işte şimdi gerçekten bir adım atılabilindi’ dedittiren. Bu ülkede bir adım atılacaksa adam gibi, yine sadece halkın başardığını gösteren.Haber ne mi? Öldürülen şehitlerimizin aileleri ile dağlarda vurulan Pkk’lıların ailelerinin el sıkışmaları ve hep beraber ‘Yeter artık sussun silahlar. Ciğeri yanan biziz, bilen biz.’ demeleri. Harika! Bir taraf müthiş bir mütevazilikle ‘Tamam, şimdiye kadar olan oldu, yaşanan yaşandı, ama affettik.‘ diyerek el uzatıyor, diğer taraf ‘Sonunda insan yerine konulduğumuzun göstergesi olarak bir adım atıldı. Uzatılan ele neden hayır diyelim ki? ‘ diyerek samimiyetle uzatılan ele uzatıyor elini. İşte çözüm. Bazıları hala neyin peşinde anlamıyorum. Sorun da ortada, çözümde. Bir varış noktası var uzakta aslında ama, bizimkiler nasıl kısa yoldan gidebilirizi değil de, nasıl en uzun yoldan gidebiliriz bu varış noktasına diyerek, daha çok dikkat çekmenin peşinde. Ne diyeyim, onlar hala bulmaya çalışsınlar en uzun yolu, kestirme varken. Halk çoktan çözdü bile sorunu. Aslında müthiş dramatik bir senaryo!Gelelim ‘Hepimiz Kürdüz’ akımına. Yok efendim! Hepimiz ne Kürdüz, ne Türküz, ne Ermeniyiz, ne Lazız. Ben benim, sen sensin olay bundan ibaret. Yaşadığımız yer Türkiye toprakları mı? Evet! Bu topraklar hep beraber mi savunuldu? Evet! Kürdün de, Türkün de, Lazın da, bilmem kimin de kanı var mı bu topraklarda? Evet! Daha ne abi? Daha neyin peşindeyiz. Empati, empati, empati... Alın size çözüm.Şehid te anasının kuzusuydu, dağdaki de. Her ikisinin de canı gitti, ne için? Biri ‘Bu vatan benim, yar etmem size’ diye koydu canını ortaya, diğeri ‘Benim de emeğim var bu topraklarda ama, şu an hayvan kadar bile ehemmiyetim yok, neden?’ diye çıktı dağlara. Baştakiler ne yaptı? Ellerinde çerezleri, film izler gibi göz yummadılar mı bu sahneye. Ne filmin mutlu sonla bitmesi için insanca bir yaşam sundular Doğudaki Kürt kardeşlerime, ne ‘Ya bunlar Kürt mürt ama, sizin kardeşleriniz’ deyip Batının yabancılaşmasına engel oldu Doğuya. Her atılan kurşunla birlikte aradaki nefret dağıda büyüdü işte.Peki olan oldu, ya şimdi? Atılan adımlar ne kadar gerçekçi acaba. Her iki tarafta adım attık diyor ama, hani nerde? Hergün gazetelerde onlarca çözüm önerisi görüyorum aydınlardan. Belki ben ‘hiç’ konumundayım onların yanında ama, Türkiye Cumhuriyetinin her tarafı bir sayılmadıkça, her insana eşit koşullar sağlanmadıkça, artık Doğuyu da, Kürdü de insan gibi görmedikçe, zor arkadaşım! Ha atılan adımlar boş mu? Hayır kesinlikle değil ama, kısa ömürlü. Temel sağlam değil ya, bu temel ya 3 kat çeker, ya 5.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder